Bugün 14 Şubat, İstanbul’da muhteşem bir kar yağışı var. Camdan dışarı bakıp kucağımda bilgisayar size ne yazsam diye düşünürken neden son zamanlarda neler yapıyorum, neler dinliyorum, ne okuyorum bunları paylaşmayayım ki diye düşündüm ve yazmaya karar verdim. Instagram herseyini her zaman tam anlamıyla yazmaya, anlatmaya, açıklamaya yetmiyor. O yüzden böyle bir yazı ile ( devamını getirmek istiyorum) sizlere uzun uzun anlatmak istedim.

Ne Yapıyorum?
Günlerimi hepimiz gibi mecburiyetten ötürü çoğunlukla evde geçiriyorum. Nişantaşı’na yakın oturduğumdan gün içinde köpeğim Momo ile kısa bir yürüyüşe çıkmak bana çok iyi geliyor. Zara, Paşabahçe’yi turluyorum. Bazen tedirgin de olsam spora gidiyorum. Bomonti tarafında yakın arkadaşlarıma yürüyorum. Onlara kahveye uğruyorum ve sonra eve dönüyorum. Haftanın bazı günleri TV çekimlerim oluyor. Biliyorsunuz Tivibu 2. & 100. Kanal’da yayın hayatına başlayan Habitat Tv’de Yaşayan Mekanlar ismi ile yeni bir TV programına başladım. İzlerseniz çok sevinirim, henüz Youtube’a konulmadı ama konulunca Instagram’dan mutlaka paylaşacağım. Akşamları plan yapamamak, bir yerlere gidip eğlenememek gerçekten üzüyor artık ama yapacak bir şey yok evdeyiz ve bekliyoruz…
Ne İzliyorum?

Kendimi öyle diziye filme verdiğimi söyleyemem, Netflix izlemeyi oldukça azalttım. Son zamanlarda Disenchantment isminde bir çizgi diziye başladım, Simpsons’ın yaratıcısının elinden çıktığı için yetişkinlere yönelik, çok komik izlerken rahatladığım bir seri oldu tavsiye ederim. Winx Efsanesi’ni bitirdim ama beklentim daha büyüktü çok etkilendiğimi söyleyemem. Crazy Rich Assians çok eğlenceli, kafanızı dağıtmaya bire bir. Gerçekten Asya’lı multi milyoner kişilerin Los Angeles’ta yaşadığı sıra dışı hayata konuk oluyorsunuz, aralarındaki ilişkiler zaman zaman komik bir hal alıyor. Bir de Outlander’a sonunda başladım. 4.bölümdeyim ve hiç fena gitmiyor. Bunun dışında uzun yıllardır sanırım Aşk-ı Memnu’dan sonra ilk defa Türk dizileri izliyorum. Sadakatsiz’i nefes almadan izliyorum, ve her hafta Kırmızı Oda canımı sıksa da merakımdan izliyorum 🙂
Ne Dinliyorum?

Bir süredir Türkçe sözlü müziğin bana kendimi çok iyi hissettirmediğine karar verdim. İnsanın aklı ister istemez sözlere kayıyor, zihin o sözlere hemen bir anlam yüklüyor, ve kendinizi dramatik bir klibin baş rolündeki oyuncu konumunda buluyorsunuz. Bu yüzden son dönemde Youtube üzerinden keşfettiğim Jazz müzik kanallarını dinliyorum. Özellikle Starbucks müziklerinin canlı yayınlandığı bir kanal keşfettim ‘Jazz Bossa Collection’ ona bayılıyorum. Bir de bazen meditasyon videoları uykudan önce çok iyi geliyor.

Özellikle Spotify Podcastlerinde Yeşim’in Şifa Evi ismi ile bir seri keşfettim. Dinlemek iyi geldi. Size de bu kanalların linklerini aşağıda bırakıyorum. Evde dinleyip benim kucağımı çınlatırsınız artık =)
Ne Okuyorum?

Bu aralar kitap okuma konusunda biraz maymun iştahlıyım. Başladığım kitabın sonunu getirmeden ya yeni bir kitap alıyorum. Ya da evdeki başka bir kitaba geçiş yapıyorum. Son dönemde boylar başlayıp hala okuduğum kitaplardan birisi Amin Maalouf – Uygarlıkların Batışı oldu. Bunu okurken masa üstü dediğimiz dekoratif ama içini çok merak ettiğim yeni bir kitap aldım. Metin And’ın İş Bankası Yayınları’nan çıkan Kırk Gün Kırk Gece isimli Osmanlı’da şölenler, düğünler ve geçit alaylarını anlatan kitabını okumaya başladım.

Bir de mutlaka her Cuma Oksijen gazetesini alıyorum. Son dönemde içeriği bu kadar güzel ve kaliteli bir yayınla karşılaşmamıştım. Okuyacak gazetenin kalmadığı bir dönemde kültür & Sanat anlamında çok doyurucu ve keyifli bir gazete olmuş. Haftalık çıkıyor, Cuma günleri marketlerden, bayilerden takip edebilirsiniz.