Bugün benim doğum günüm ve tam 25 yaşına basıyorum. Hayatımda ve yaşadığım dünyada çeyrek asırı geride bırakırken gelecekte dönüp okumak bugünü hatırlamak için içimden gelen bazı şeyleri yazmak istedim. 25 yaşımdan epey geriye dönecek olursam küçüklükten beri farklı olan ne varsa yapmak her zaman adetim oldu. Kendimi bildim bileli yeni şeyler denemeyi, yeteneklerimle öne çıkmayı ve beğenilmeyi hep sevdim. Küçükken merdivenin üzerine tırmanıp evdekilere kendimi alkışlatmamdan sanırım Instagram likelarımı ne kadar seveceğim belli gibiydi. Piyano çaldım, tenis oynadım, yüzme takımına girdim, futbola merak saldım, tekvando yaptım, buz pateninde üçlü axcel atma hayalleriyle yanıp tutuştum ve nihayet yaşım 18 olduğunda blogumu açtım ve yazmaya başladım. Birşeyler paylaşmak, yaratmak bunları fotoğraflamak, giyinmek ve modayla ilgilenmek ne büyük bir keyifti! Tüm bu ilgimi şevkle devam ettirirken bir yandan da iç mimarlık eğitimi alarak sanat gözümü temel bir tasarım bilincini bünyeme sağlam temeller çerçevesinde yerleştirdim. Sizlerle buluşalı 7, bu dünyaya gözümü açalı 25 yıl olmuşken bu yaşımda pek çok insan tanımış, sevinci, hüzünü, dostu, düşmanı ve Aşk’ı tatmış olmaktan çok mutluyum. Her ne yaşadıysam koca bir sebze çorbasının başında kıvamı daha iyi olsun diye kepçeyi karıştırdım durdum. Bazen tadı güzel oldu, bazen tuzu fazla kaçırdım. Her ne yaşadıysam hepsinin bir anlamı ve bana öğrettikleri vardı. Güzeliyle, çirkiniyle ne olduysa kabulümdür. Kalbimde yeşeren yepyeni umutlar, hayaller ve planlarla geçmişimi kucaklayıp, şükredip, teşekkür edip yepyeni yıllara yelken açmak için tutuyorum bugün dileğimi. Daha sakin, daha oturaklı ve hep daha iyi bir benlikle… Dilerim ki bir değil onlarda yedi yıl daha hayatınızda kalırım. Çocukluktaki merakımla denemediğim kurslara gider, yapmadığım şeyler yapar ve gitmediğim yerlere yelken açarım. İyi ki varsınız, iyi ki varım. Mutlu yaşlar, 25’lik Kubilay…